|
Eski Türk inanç ve
yaşamlarında Türk’lerin atasının bir bozkurt olduğuna inanılır ve
kurt’u ata olarak tanıyıp ona Kurt
ata derler. Bununla ilğili olarak çeşitli Türk ve Çin
kaynaklardan elde edinilen efsanevi nitelikli günümüze kadar sürüp
gelen söylentilere göre bir iki Bozkurt söylencesi şöyledir; |
Göktürk
destanlarında, Türkler dışarıdan gelen akın ve baskınlar karşında artık
direnemez hale gelirler. Büyük bir kıyıma
uğrarlar ve Türk soyu bitmek üzere iken annesi bozkurt olan bir
genç kurt hayatta kalmayı başarır. Çünkü kurt oldugu
için onu kimse yakalayıp öldüremez. Tek başına sağ
kalan bu genç kurt, her yaz ve kış mevsiminde tanrıların kızları ile
evlenir. Bu kızlardan olan ilk erkek çocu- ğuna « Türk » adını verir.
Bu Türk’ün on çocuğu olur ve o on çocuktan birinin adı « Asena »
yani bozkurttur. Efsaneye göre Türkler bu evlenmelerin
çocukları olarak çoğalırlar. |
İkinci
efsanevi bir söylentiye görede; yukarıda anlatılan baskınlarda sağ
kurtulan ve elleri ile ayakları kesilmiş olan genç Türk’ü bu dişi kurt
koruyup besler. Sonra yetişen genç delikanlı kurt ile evlenir. Bu
evlilikten bu günkü Türklerin ataları olan çocuklar dünyaya gelir. Bu
çocuklardan birisde Asena’dır. Yani bozkurttur. Asena herkesi kendi
atasını bilmesini ister ve bunun için yaşadığı çadırın önüne bir direk
dikerek üzerine bir kurt kafası koyar. Bu kuru kurt kafası böylece ilk
Türk bayrağı olur. Ergenekon destanındada yine
Türk’lere yol gösteren ve onlara öncülük eden bir Bozkurt olur. O
günkü Hanları « Börte Çene » diğer adı ile
Bozkurttur. Bugün Kurt korkulan yırtıcı bir vahşi hayvan
olarak tanınsada eski Türk aile yapısında Kurt ( Ata ) olarak
bilinmektedir. |
Uygur
Türk’lerinin yaratılış destanında ise; tanrı yere bir bozkurt olarak
iner. Bu efsaneye görede bir Hakan’ın iki kızı vardır. Hakan çok güzel
olan bu kızları insanlar ile evlendirmeyi istemez. Ancak
onların Göktanrı ile evlenebileceğini söyler.
Fakat ne olur olmaz diye ülkesinin
küzeyindeki yüksek bir dağın üzerine bir
ev yaptırarak kızları bu eve kor ve
onları kabul edip evlenmesi için Göktanrıya yalvarıp bıralıp
gelir. Aradan iki - üç yıl geçtikten sonra
kızın annesi kızları geri getirmesi için Hakan’a söyler. Fakat
Hakan kararlıdır getirmez. Bir yıl daha geçtikten sonra oraya yaşlı bir
kurt gelir. Oraya kendine bir yuva yapıp gece gündüz tepeleri bekler ve
oradan bir tarafa ayrılmaz. Kendilerinin Gök tanrıya adanıldıgını fakat
onun yerine kurdun geldiğini gören kızlardan küçüğü tanrının bu
olduğunu, gidip onun ile evleneceğini söyler. Büyük kız
karşı çıksada gidip o kurt ile
evlenir. Bu evlilikten Kaocho adlı Türk boylarının ataları doğar. |
Türkler
yaşamlarındaki bazı rastlantı ve benzetmeleri dikkate alarak bazı
sayılar için çeşitli şekillerde yorum getirir ve kendilerine göre
inanırlar. Bu sayılar üç , dört - beş - yedi - dokuz ve kırktır. |
Hazer
denizinin kıyısında Gaokerena adında üç ayaklı eşekler vardır. Avcı
Binegar hikâyesindeki sözü edilen geyikler üç ayakıdır. Şamanların
törenlerde kullandıkları davullarının üzerinde yapılmış olan Pura
adındaki koçlar üç boynuzludur. Oğuz’un oğullarından Dağ Han’ın
yönetimindeki boyun Ongunu dikili üç çubuktur. Ölümden üçgün sonra
yemek verilir. |
|
Altay’lıların bie efsanesine
göre Nuhun tufanının olacağını ilk olarak demir boynuzlu, demir yeleli
bir keçi yedigün dolaşır ve şöyle der. Yedi gün zelzele oldu, yedi gün
yerden ateş püskürdü, yedi gün yagmur yağdı, yedi gün fırtına ve yedi
gün kar yağdı. Yine Nuhun gemisini yapan yedi aziz kardeş vardır.
Gökler ve denizler yedişer kattır. Altay’lılar göre ölü bir evden
çıktıktan sonra Aldacı denilen kötü ruhlar evde kalır. Bunun için o
evden yedi gün dışarıya eşya verilmez ve içeriyede alın maz. O ev yedi
gün sonra temizlenir. Yedi gün sonra o eve girilir ve yine o evde
yedigün sonra yemek verilir. Türk’lerde yedi başlı ejdarhalardan çok
bahsedilir. |
|
Kitaplar |
|
cihan harbi
ve türk ermeni meselesi
ahmet rüstem bey |
|
|
|