Chief Joseph’in adı insanlarının arasında
İn-mu-too-yah-lat-lat’dır.Anlamı sudan toprağa düşen yıldırımdır.
Şef jozef federal hükümetin onları kamplara yerleştirmek
için zor uygulamasına kabilesiyle birlikte büyük direniş göstermiştir.Bölgeye
gelen Levis ve Clark adındaki iki misyoner yerlilere sürekli beyazlarla
birlikte yaşayabileceklerini anlattılar.
Jozef çocukluk çağının büyük bölümünü Hristiyanlığı yaymaya
çalışan misyonerlerin yakınında geçirdi.
1885 de Şef Jozef’in babası
yaşlı Josef Amerika Hükümeti’yle insanlarını onlara ayrılan bölgenin içinde
tutacak bir anlaşma imzaladı,1863 de bir başka anlaşma daha imzaladı. Ama bu
antlaşmayı kabilesi hiç bir zaman kabul etmedi.
Bu ikinci anlaşmanın (uygulanmayan
ve kabul edilmeyen anlaşma)
ardından şefliğe oğul jozef geldi. (1887) Sonraki aylar
savaş ve zorluklarla geçti.Halkın çoğu Federal Hükümet tarafından Oklahoma’daki
toplama kamplarına gönderildi.Gidenlerin çoğu açlıktan ve sıtmadan, öldü.
Jozef kendi ülkesine dönebilmek için
herşeyi denedi.
1885 de kabilesinin çoğu üyesiyle birlikte Washington’a
yine bir kampa
gönderildi
Daha sonraki yıllarında ise pek çok İndian şefi gibi
ülkesinden uzak bir sürgün olarak öldü. Oysa 1879 da tüm Amerika vatandaşlarına
eşit haklar verilmişti. Ama Jozef bir daha topraklarını göremedi. Kamp
doktoruna göre o üzüntüden ölmüştü.
Crazy Horse geleceği görme gücüne sahip bir liderdi.Lakota
halkının gelenek ve değerlerinin yaşamasına çok önem vermişti.
Genç bir erkekken dahi ünlü bir savaşçıydı.13 yaşından daha
önce Crow kızılderililerinden ilk atını çaldı.(Kızılderililerde düşmana
sezdirmeden yanaşabilmek iyi bir savaşçı olmanın ilk şartıydı).1865-1868’de
Oglala şefi Red Cloud ile Amerikalı yerleşimcilere karşı Wyoming’de
savaştı.1867’de J.Fettermen’ın birliklerinin Fort Phil Kearny’ de yenilmesinde
kilit rolü oynadı.Crazy Horse gözüpekliği ve cesaretiyle haklı bir üne sahipti
ama onun inançlarına bağlılığı en az bunlar kadar tanınan bir tarafıydı.Örneğin
fotoğrafının alınmasını her zaman şiddetle reddetmişti.
Hükümet Lakota kamplarına rezervasyonlara dönmelerini
emrettiği zaman onlara karşı büyük bir direniş başladı.Crazy Horse bu direnişin
lideri idi.İlk evliliğini bir Cheyenne kadınıyla yaptı.1200 Lakotalı ve
Cheyenne ile bir güç oluşturdu.Custer’ın Sitting Bull’un kabilesine yaptığı
saldırıya bir karşı saldırı yapıp Custer’ın yedinci süvari alayını bozguna
uğrattı.Crazy Horse Amerikalıları kuzeyden ve batıdan ,Şef Gall’ın
önderliğindeki Hunkpapa savaşçıları ise güney ve doğudan kuşattı.
Lakotalıların Little Bighorn’daki zaferinden sonra Sitting
Bull ve Gall Kanada’ya geçti.General Nelson Miles tarafından Lakotalılar ve
onlarla birlik olan yerlilere karşı acımasız bir takip sürdürdü.1876-77.Bu
amansız takip ve bufalo nüfusunun sürekli azalması Crazy Horse’u 6 Mayıs 1877de
teslim olmak zorunda bıraktı.
Yenilgiye rağmen o hep özgür ruhunu korudu.Hasta karısını
ailesinin yanına götürmek için rezervasyonu izinsiz terkederken General George
Crook onu tutukladı.Bu Crazy Horse için yeniden mücadelenin başlangıcı
oldu.Tutuklamaya başlangıçta itiraz etmeyen Crazy Horse uygun ilk fırsatta
yeniden mücadeleye başladı.Bir askerin süngüsüyle öldüğü zaman silahları
onu tutuklayan ofisteydi,o silahsızdı
Suqwamish ve Duwamish
(1786-1866)
Sealth olarak ta bilinen Seattle George Vancouver Puget
Sound’e geldiğinde çok gençti.Daha önce anne ve babasının kabileleri olan Suqwamish
ve Duwamish’ler beyazlarla çok az ilişkileri kurmuşlardı.Sonraki yıllarda da
beyaz yerleşimcilerle iyi ilişkiler kurmaya gayret ettiler.Sealth genç bir
erkekken şeflik babasından ona geçti.Bölgesindeki diğer kabilerle yaptığı
savaşlarda şefliğini ispat etti.Seattle Fransız Katolik misyonerlerinin baskı
ve etkisi altında kaldı.Bunun bir sonucu olarak 1830 yılında Hristiyanlığı
kabul etti.Vaftiz ismi olarak Noah adını aldı.
1850’lerde beyaz yerleşimciler arttı ve zenginleştiler.Gittikçe daha çok beyaz
yerleşimci bölgeye gelmeye başladı.Washington Territorisi bölgedeki kızılderili
kabilelerini yeni bir anlaşma için çağırdı.Bu anlaşmaya göre bölge kabilelerini
bir rezervasyona yerleştirmek istiyorlardı.Rezervasyonun kontrolü hükümet
tarafından yapılacaktı. Seattle barış için bir konsey kurdu.Barış istenmesine
rağmen anlaşmazlık uzun yıllar sürdü.Seattle en son olarak Puget Sound’un
batısında küçük bir bölgeye taşındı ve hayatının geri kalan kısmını orada
geçirdi.
* rezervasyon: Kızılderililerin hükümet tarafından
yerleşime zorlandığı kamplar.
* territory:Eskiden Amerika’da henüz devlet teşkilatına
girmemiş ancak merkezi hükümet tarafından atanan bir vali idaresindeki bölge.
Hunkpapa
Sioux Tatanka-Iyotanka
(1831-1890)
Şefliğinin yanında büyücü doktor olan
Sitting Bull Federal hükümetin esir aldığı son Sioux şefidir.
Sioux’lar 1850 lerin başlarında
beyazların yayılma hareketleriyle baskıları hissetmeye başladılar.Sitting Bull
1863 de Hunkpapa av bölgesini tehtit etmeye başladıkları ana kadar beyaz
yerleşimcilere müdahale etmedi. O kendindeki liderliği 10 yaşında ilk
bufalosunu avladığında ve bir düşmana sezdirmeden ona yanaşabildiğinde farkına
vardı.Strong Heart derneğinin lideri oldu,sonra da Silent Eaters’ların seçkin
ve önemli bir üyesi oldu.Bu grup kızılderililerin refahı için çalışıyordu.14
yaşında ilk savaşına gitti,ilk kez askerlerle 14 yaşında karşı karşıya
geldi.Lakota kabilesine 1868’de şef oldu.
Beyazlarla savaş
Ft. Larami anlaşmasıyla 1868 de bitti ama Black Hills’de ( Bu bölge
kızılderililer için kutsaldı) altının keşfi bölgede yine gerilimin artmasına
sebep oldu.1872 yıllında demiryolu işinde çalışan beyazları koruyan askerlerle
önemli çatışmalara girdiler.1876 yılının Mart ayında Rosebud Creek’ de yapılan
Lakota ,Cheyenne ve Arapaholar’ın katıldığı Güneş dansı töreninde Sitting Bull
gelecekten haberler aldı..Beyaz askerlerin gökyüzünden gelen çekirgeler
gibi Lakota kampına üşüştüklerini gördü. Birkaç hafta sonra
General George Armstrong Custer ve 7. suvari alayı Cheyenne
ve Arapaho’lardan bazı ailelelerin bir araya geldikleri kampa
saldırdılar.Federal hükümet bu saldırıyla barışı açıkca tehdit etmişti. Ve
orada birçok kızılderiliyle neredeyse tüm beyaz askerler öldü. . 4 yıl sonra,
buffaloların neredeyse neslinin tükenmesi nedeniyle halkının yiyecek bulamaması
Sitting Bull'u teslim olmaya zorladı 1881 in çok sert ve insafsız bir
kışında Sitting Bull ve hala onun yanında olan bir grup kızılderili Amerika
askerlerine teslim olmak zorunda kaldılar. 19 July 1881'de o ve küçük oğlu
elinde tüfeğiyle Fort Buford'un ofisine geldiler.Sitting Bull dost olmak
istediklerini göstermek istemişti ve < kabilemin hatırlayacağı son esir ben
olmak istiyorum> dedi.
Sitting Bull Güney Dakota’da Standing Rock’da
kızılderililer için yapılmış kampta esir tutuldu.1885’lerde kızılderililer
beyazların seçtiği şeflerle yönetilir oldular.1885'de Sitting Bull'e
Buffalo Bill'in Vahşi Batı'sına katılması için rezervasyondan ayrılma izni verildi,haftada
50 dolar karşılığında ata binerek gösteri yapıyordu. Sadece 4 ay bu şova devam
etti.bu beyaz topluma daha fazla tahammül edemedi. Cumhurbaşkanı Grover
Cleveland ile el sıkışması onun o tarihlerde de hala büyük bir şef
olarak kabul edildiğini gösterir. Standing Rock'a dönünce Sitting
Bull Grand River'da (Grand Nehri) doğduğu yere yakın bir yerde bir
kulubede yaşadı. Rezervasyon kurallarına uymayı reddetti.İki eşi ile
birlikte yaşıyordu,hristiyanlığı kabul etmemişti ama buna rağmen Lakota'ların
yeni nesil çocuklarının okuma ve yazma bilmesi gerektiğini düşündüğünden
çocuklarını yakındaki bir Hristiyan okuluna gönderiyordu. Dönüşünden kısa bir
süre sonra Sitting Bull mistik güçleri aracılığıyla Custer'ın uğrayacağı
bozgunu gördüğü gibi yeniden geleceği gördü.Bu defa yanındaki tepenin üzerine
inmiş bir tarla kuşu ona sesleniyordu.<Senin kendi halkın,Lakotalılar seni
öldürecek.> 5 yıl kadar bir süre sonra bu kehanette doğru çıktı.
1890 sonbaharında Sitting Bull'a Hayalet dansı ile ilgili
haberler geldi.Hayalet Dansı törenleri Beyazlar'ın kızılderili topraklarını
terketmesi ve kızılderililerin eski yaşamlarına yeniden kavuşmak isteğinin
ifadesiydi.Lakota bu törenlere Pine Ridge ve Rosebud Reservasyonlarında
katılmıştı zaten. Hükümet için çalışan ajanlar yasaklanmış bu töreni hükümete
haber verdiler.Standing Rock kayalıklarında yapılan bu törene Sitting Bull hala
çok sayılan ve sevilen mistik güçlere sahip bir lider olarak katıldı.Kicking
Bear isimli bir Miniconjou Lakotalı Sitting Bıll’e tehlikeyi haber
verdi.Hükümet ise oraya 43 Lakota polisini yollamıştı.. 1890 Aralığının 15'inde
günün ilk ışıkları doğmadan Sitting Bull'un kulubesini top ateşine
tutular.Sitting Bull'un tarafında olan kızılderililer onu korumaya
çalıştılar.Ama peşinden gelen Lakota polislerinden biri Sitting
Bull'u kafasından vurdu. Daha sonra bazı topraklar kızılderililere
taksim edilirken Sitting Bull’un adı listede dahi yoktu. Kehanet gerçekleşmiş
Sitting Bull halkından biri tarafından öldürülmüştü.Tanrıların üstün güçlerle
donattığı bir bilge yaşamıyordu artık.
Sitting Bull
North Dakota Fort Yates 'te defnedildi.Naaşı 1953'te South Dakota Mobridge'ye
nakledildi. Mezarında nişan olarak granit bir mızrak vardı. O Lakotalılar
arasında yalnızca parlak fikirleri olan ve korkusuz bir savaşçı olarak değil
aynı zamanda çok iyi bir baba,yetenekli bir şarkıcı,cana yakın ve arkadaş
canlısı bir insan,derin bir din bilgisine (Şamanizm) sahip ruhani lider ve
kutsal güçlere sahip bir şef olarak hatırlanmaktadır.
Pek çok tarihçi tarafından
Sequoyah Çerokiler arasında alfabeyi geliştirmesiyle tanınır.
İddalara göre Çeroki alfabesiyle bazı hikayeler yazıya
geçirilmiştir.Ama bunlar sonradan kaybolmuştur. Ta ki Sequoyah alfabe ile
ilgili çalışmalara başlayana kadar.Alfabede yapılan bu çalışmalar kabile için
çok önem taşımaktadır. Yazıyı oluşturan bu sistemin bütünüyle yeniden, tek tek
oluşturulması olağanüstü bir çabanın varlığının işaretidir.
Sequoyah 1770 yılında Tennessee
nehri yakınında Tuskegee’de bir Çeroki kasabasında doğdu Sequoyah bir yarı
kızılderiliydi.Annesi kızılderili babası beyazdı.Bazı zamanlar genç adam
ingilizce olan adıyla tanındı yani George Gist yada Guess, beyaz babasından
kalan bir miras olan soyadı ile.
Sequoyah, kabilesinin eski
gelenek, görenek ve unutulmaya yuz tutmuş adetlerini yeniden diriltti çünkü o
biliyordu ki bir toplumun sürekliliğinin ve varolabilmesinin vede
özgürlüğünün tek koşulu geleneklerin göreneklerin ve kendi dillerini
yaşatılmasıdır.
O asla İngilizce öğrenmedi, konuşmadı ve yazmadı.
Sequoyah aynı zamanda çok iyi bir gümüş sanatçısıydı.Daima
yetenekleriyle insanları kendine hayran bıraktı.
Bir av kazasında sakatlandı. Av yapamadı. Bu nedenle
planlar yapabilmek, düşünebilmek ve çalışmak için çok zamanı oldu.
Creek Savaşlarında ve
1812 savaşında bir asker gibi görev yaptı.
Sequoyah’ın Çeroki
dili ile uğraşırken ona ayırdığı zihinsel ve fiziksel çaba karşısında
ailesi ve arkadaşları onun çıldırdığını yada büyülendiğini düşündüler.
Sequoyah
kabilesine dil çalışmaları hakında bilgi verirken dediki” Moses isimli bir adam
çok eski zamanlarda ilk kez bir taşın üzerine işaret yaptı.Biz şimdi bu işareti
nasıl seslendireceğimize onları nasıl yazıp anlayacağımıza karar vereceğiz “
Tarihçilerin
söylediğine göre Sequoyah Çeroki dilinin sesli ve sesiz harflerin kombinasyonu
ile oluştuğunu tespit etti ve uzun ve sabırlı çalışmalar sonucu 75 karekterin
kombinasyonu ile Çeroki seslerini oluşturdu.
Sekuoyah
bu çalışmalarını kısa sürede halkına açtı. Bu sayede önemli sayıda Çeroki
insanı okumayı ve yazmayı öğrendi. Pek çok melez kızılderili zaten ingilizce
okuma ve yazmayı biliyordu.Fakat Çeroki alfabesi gerçekten genç yaşlı herkesin
kolayca okuyup yazabileceği bir dil oldu. Çok kısa bir sürede benimsendi,
öğrenildi ve yayıldı.
1827 de Çeroki
konseyi ulusal bir gazete çıkarabilmek için sermaye ayırdı.Sonraki yılın
başlarında bir el baskı makinası ve alfabe karakterleri Bostondan deniz yoluyla
daha sonrada Çerokilerin başkenti New Echota’ya ulaşmak için karadan 200 milden
fazla yol katedilerek getirtildi.
Gazete basıma başladı
:Ve Çeroki dili ve ingilizce olarak iki sütun halinde basıldı. Sütunların
başında Çeroki diliyle “Tsa la gi Tsu lehisanunhi”İngilizce olarakta “Cherokee
phoenix”(Çeroki Ankakuşu) yazıyordu.
21 şubat 1828 O Birleşik Devletlerde basılan ilk kızılderili gazetesi
oldu.
Cochise hakkında bilinen çok fazla birşey yoktur.Ama o
yaptığı şeylerle kendinden sonrakilerce takip edilen önemli bir şef
olmuştur. O, diğer Apaçi lderleri gibi babasından sonra şef olmamış, bu
makama kendisini yetiştirmesi ve üstün yetenekleriyle gelip, çevresindeki
insanlara kendini kabul ettirip, nüfuz sağlamıştır.
Törenler, kutlamalar özellikle dinsel nitelikli ayinler
Apaçilerin yaşamında doğumdan ölüme kadar olan süreç içnde onların önemli bir
parçasıdır.İnsanın ve kabilenin geleceği bu törenlerde önceden tesbit
edilebilirdi. Cochise henüz 4 günlükken ( 4 sayısı Apaçilerin uğurlu
sayısıdır.)Bir şaman yada büyücü onun için özel bir beşik yapmış. Bu beşiğin
özel adı “tosch”dur .Ve bu beşiğe bir torba içinde çiçek tozlarıyla, sinek
kuşunun tırnaklarını koymuş ve Cochise’yi şeytanın gücüne karşı korumuş.O
konuşmayı öğrendiğinde ilk mocosinlerini giymesi için bir tören yapılmış, takip
eden baharda da ilk saç kesme töreni yapılmış. Bütün bu olaylar, şölenler,
danslar ve şarkılar Apache dinini oluşturan önemli parçalardır.
Cochise’ya Apaçi dini ve inançları Cochisa onları
anlayacak düzeye gelir gelmez öğretilmiştir. İlk hikeyeleri ailesinden
dinlediği “Apaçi Tanrı” “Usen” “Beyaz Boyalı Kadın“ Suyun Çocuğu” ”Dağ Baharı”
dır.
Apaçiler için tanrınlar
herşeydi. Ve Cochise tanrılardan pek çok armağan aldı, büyük yeteneklere sahip
oldu , olacakları önceden tahmin edebilme becerisini aldı.Apaçiler onun
tanrılardan aldığı bu hediyelerle iyi bir savaşcı ve lider olacağına inandılar.
Apaçiler tanrıların pek çok çeşidi olduğuna inanıyorlardı.Bazıları iyi bazıları
kötüydü. Tanrılar onların mücadelelerinin yanındaydılar.Bunu düşmanlara
anlatmak ve kendi inançları için hayatta kalmak zorundaydılar. Bunun için
mücadele etmeleri gerekirdi.
Dağ tanrıları denen güçler Cochisa’nın topraklarında bir
mağarada yaşarlardı.Apaçiler bu tanrıların koruma gücü olduğuna
inanırlardı.Düzenledikleri törenlerle tanrılara yardım ettiler.Belki onların
yardımları birazcık ta olsa tanrıların işini kolaylaştırabilirdi.
Apaçi kadını günlük işlerin pek çoğu ile meşguldü.Annesi
ona pek çok şeyi ögretti.Her ne kadar diğer yetişkin erkekler gibi yemek,
temizlik, odun toplamak gibi şeyleri yapmadıysa da öğrendi.
Cochisa bilimlerin önemine inanıyordu.Zamanı gelince Cochisa tek tek
dağları, taşları, geçitleri öğrendi, yaşadıkları bölgeyi inceden inceye
tanıdı.O ne zaman hareket edecegini, nasıl sezdirilmeden düşmana ve avına
yaklaşılabileceğini,hangi tür derinin Apaçiler için kıymetli olduğunu, fakat
avcılığın ne kadar zor olduğunu öğrendi. Ormanda otlayan bir geyik sesi
işittiği zaman,sürünerek yanaşabilmeliydi. Ona yeterince yanaşılmazsa av
yapılamazdı Eğer avına yaklaşmak istiyorsan en önemli şey buydu.
Cochisa 17-18 indeyken
artık bir yardımcı savaşcı olmuştu. Onun adı Goci, sonra Cochise diye değişti.O
düşmanlarının altından atlarını alabilecek kadar marifetliydi.O bütün yaşamında
düşmanları arasında korku saçan ama İndianlar ve arkadaşları arasında çok
büyük bir savaşcı ve çok güvenilir bir insan oldu.
Apaçiler düşmanı tanımanın ona misilleme yapmaktan ve kan
dökmekten daha önemli olduğunu anladılar.
Cochisa bir diplomat
gibi insanlarının hakları için mücadele etti. Cochisa’nın tarihe geçmiş çok
önemli sözleri vardır.O öldüğü zaman savaşcılarının bir günden daha uzun bir
süre acılarını anlatan çığlıklar attığı söylenir.Federal hükümet Cochisa ölünce
onun liderliğini yaptığı yerlilerle olan anlaşmayı bozdu ve onları dağlık
ülkelerden boş, düz , kuru Arizona çölüne sürdü.Pek çoğu gitmeyi reddetti. Bu
reddedenler ise Florida’da hapsedildi, yada Oklahoma’da tüberküloz ve diğer
hastalıklardan öldüler.Pekçoğu ancak uzun yıllar sonra bulundukları
kamplardan çıkarılıp topraklarına gönderildi.
Geronimo'nun eşi ve küçük oğlu
Chiricahua Apache(1829-1909)
Gerenimo Apaçileri Apaçi değerlerine göre şekillendirdi,
yönlendirdi.Onlar zorluklara karşı cesaretle göğüs germeyi Gerenimo’yla yeniden
buldular.
Chiricahuas’lar mevsimlere göre sık sık yer
değiştirirdi.Avcılık ve çiftçilik yapabilecekleri döneme ve yere göre göç
yaparlardı.Eğer hiç yiyecek bulamazlarsa sık sık onlara yakın olan başka
kabilelere saldırırlardı.Saldırmak ve kendine yapılanın öcünü almak bu bölge
kabileleri arasında onurlu bir davranış biçimi sayılırdı.
Amerika’nın bu bölgelerine
beyez yerleşimcilerin ulaşmasıyla, bu bölgeye de İspanyollar geldi.
İspanyollar Hristiyandı ve Kızılderilileri köle olarak görüyorlar ve onlara
hıristiyanlığı kabul ettirmek istiyorlardı.Cerenimo’nun genç karısı ve çocuğu
ispanyollar tarafından öldürüldü. Ve bir rivayete göre o yapabildiği kadar
beyaz öldürmeye yemin etti.
1876’da Amerika
Ordusu Chiricahua’ları bir kızılderili kampına taşımayı denedi .Fakat
Gerenimo Meksika’ya kaçtı.O beyazlar tarafından korku saçan bir Apaçi olarak
tanıtıldı.Yaptığı şeyler abartılı bir biçimde yansıtıldı.Askerler onu yakalaya
bilmek için çok büyük mücadeleler verdiler.Mücadelenin son 5 ayında 5000 asker
ve 500 keşifci izlerini takip ederek Gerenimoya ve kampına ulaştı. O ve
adamları teslim olmaya zorlandılar.Ve sonunda yakalandı Arizona’ya geri gitmeyi
umdu ama Gerenimo ve adamları Florida St. Augustine’ye nakledildi.
Nakledildikleri yerde çoğu sıtma ve tüberkülozdan öldü.
Gerenimo bir daha büyük bir aşkla
sevdiği topraklarını göremedi.Arizona’da yıllar sonra federal hükümetin
hapsettiği kampta bir mahkum olarak öldü.